Sonradan Atatürkçülük!


Merhaba değerli takipçilerim. Bugün 11 Kasım. Dün Ulu Önderimiz, Yolbaşçımız, Atamız, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıl dönümü idi. Benim yazı tarzımı biliyorsunuz. Bilgilendirici içerik yazmaktan ziyade bilgiyi nasıl bulabileceğiniz ve doğru bakış açısını nasıl yakalayacağınız konusunda sizlere fikir sunuyorum ve kendi görüşlerimi sizlere aktarıyorum. Atatürkçülük nedir? Atatürkçü nasıl olunur? Atatürkçü olmak bize ne kazandırır? Sonradan Atatürkçülük nedir? Atatürk üzerinden siyaset yapılabilir mi?



Atatürkçülük Nedir? Türkiye'nin çağdaş uygarlık düzeyine erişebilmesini Atatürk’ün başlattığı devrimlerin yürütülmesine bağlayan öğretiye Atatürkçülük denir. Tanımı da verdikten sonra Atatürkçü nasıl olunur buna bakalım ve kendimize soralım acaba biz gerçekten Atatürkçü müyüz? Eminim bu ülkede Atatürkçü geçinen bir yığın insanın %80 inin Atatürkçülük ile hiçbir alakası yok. Atatürkçü nasıl olunur? Bu sorunun cevabını gözlemlerimde fark ettiğim ironiler ile açıklamaya çalışacağım. Bugün Atatürk'ü sevdiğini söyleyen ve babası CHP'ye oy veren herkes Atatürkçü. Bakıyoruz 10 kasım gibi milletimiz için önem arz eden yas günleri ve milli bayramlarımızda sosyal mecralarda yer gök Atatürk resimleri ile dolu oluyor. Peki Atatürk sevgisi bu mu? Bayramdan bayrama hatırlamak mı? Yada onun kurduğu parti diye CHP'ye oy vermek mi Atatürkçülük? Tabiki de değil. Kollarımızın arkasına k.atatürk imzasını dövme yaptırınca Atatürkçü oluyor muyuz? Kaç para bu dövme 50-60 lira diyelim. 50 liraya Atatürkçü olabiliyor muyuz yani. Şekilden Atatürkçü diyorum ben bunlara. Atatürkçülük solcu kızlarla Atatürkten bahsederken beyninin arka planında onunla yatmayı planlamak değildir yada barda içerken izmir marşını söylemek değildir. İzmir marşı besmelesiz ağza alınmaz. Besmele dememe takılmayın ağız alışkanlığı... Bir ciddiyeti var demek istiyorum.  O marşlar, türküler canlı müzikte bira yudumlarken yazılmadı arkadaşlar. Biraz ciddiyetini takınsın herkes. Acaba Atatürkçü geçinen gençlerin yaşantılarını Atatürk görse ne der? Ben hoşnut olmayacağından eminim. Şimdi diyebilirsiniz en azından Atalarını seviyorlar ve saygı duyuyorlar. Yetmez mi? YETMEZ! Bu yazıda Atatürkçü gençleri eleştirmemin sebebi tüm ümidin bu gençler üzerinde olmasıdır. Kurtarılabilir gözüyle bakıyorum ben onlara. Atasını sevmeyen ve saygı duymayan insana ben zaten burada ellerimi yorup da hitaben yazı yazmam.



Gün içerisinde ne yapıyoruz? Sosyal medyadan karı kız mı avlıyoruz? yoksa tüm gün makyaj videoları mı izliyoruz. Yada YouTube'da bize hiçbir faydası olmayan o saçma blogger'ları mı izliyoruz. Cepheden cepheye koşan, kitap yazan, Öğretmenlik yapan, köle bir halka bağımsızlığını veren, devlet yöneten, bilimi sürekli takip eden, 2 bini aşkın kitap okuyan bir insanın peşinden gittiğimizi söylüyor isek bunu hareketlerimiz ile davranışlarımız ile göstermemiz gerekiyor. Sürekli kendimizi geliştirmeliyiz, memlekette olan biteni sıkı bir şekilde takip etmeliyiz. Çünkü bu memleket bizim. Emanet aldık. Susmayalım, konuşalım, dillendirelim, toplanalım. Bir şey yapalım. Kendi köşemize çekilip yaşamın saçma ilerleyişine kaptırmayalım kendimizi. Geçici zevklerin peşinde hayvandan farksız bir şekilde yaşamayalım. Yaptığımız her şeyin bir kıymeti ve anlamı olsun. Yapmak için yapmayalım. Hayvani içgüdüler ile yaşamayalım. Hormonlarımızın esiri olmayalım. Çünkü biz bunun çok daha fazlasıyız. Bizi biz yapan gözlerimizi yumduğumuzda arkamızdan söylenenlerdir. Peki hatırlanacak, kayda değer ne yaptık? Ot gibi geldik gidiyor muyuz? Yoksa milletimize baş olan Mustafa Kemal'in emanetine sahip mi çıkıyoruz? Aldığımız nefeslerin bir anlamı olmalı arkadaşlar. Çok sevdiğim bir dörtlük var ne zaman okusam beni düşünmeye sevk eder.

Hiç düşündün mü niçindir yaşamak?
Bir amaç içindir yaşamak.
Er kişi isen görevin neyse başar,
Zevke, eğlenceye hayvanda koşar.

Bu dörtlüğün bana anlattığı çok şey var. Umarım sizde de aynı etkiyi yaratıyordur. Bir de sonradan Atatürkçüler var. Bu adamlar yıllarca Ata'ya haksızlık eder, saygısızlıkta bulunur. Sevmez, araştırmaz, merak etmez. Kısaca beynini kullanmaz. Fakat aslında bunun da altında bir çıkar olur genel de. Ya Atatürk'ü sevmeyenlerin prim yaptığı bir topluluğun arasına kabul edilmek için yada ailesinin beynini yıkamasından ötürüdür. Ama bu insanlar yıllarca Atatürk'e köpekler gibi laf sallasa da çıkarlarının tarafı değişince bir anda Atatürkçü olabilirler. Siz bile şaşırırsınız. Çünkü öyle bir konuşur ki kanınız donar. Sizden daha iyi anlatırlar onu. Bu insanları kafaya takmaya pek de gerek yok. Bu insanlar manda ve himayeyi kabul eden ,İstanbul elitlerinin torunlarıdır. Yada doğuda rejime karşı çıkan fakat dış mihraklardan para ile beslenen tarikatların mensuplarıdır. Tarikatların çıkarları değişir ise onlarda aniden değişir. Neyse lafı fazla uzattık sanırım. Atamızı saygı ile anıyoruz. Bin bir zorluklarla kurdukları Cumhuriyetin ilelebet payidar kalması için çalışıp çabalıyoruz. Buna devam edeceğiz. Emanetine sahip çıkacağız. Bin kere öldürseler, bin kere dirilip şanlı bayrağımızı göklere dikeceğiz. Vesselam...






Yorumlar