Kıraathaneler Neden Bu Kadar Dolu

Merhaba değerli takipçiler, bu yazımda toplumumuzun kıraathane kültüründen bahsetmek istiyorum. Şimdi size Kıraathaneler Neden Bu Kadar Dolu? diye sorsam muhakkak hepinizin bir cevabı olacaktır. Şimdi gelin bu sorunun cevabını bir de benim penceremden okuyun.



Kıraat Osmanlıca da "Okuma" anlamına gelmektedir. Hane ise "Ev, Mekan" anlamına gelir. İkisinin birleşimi olan kıraathane "Okuma Yeri , Okuma Mekanı" şeklinde çevrilebilir. Çay, kahve içer iken kitap, gazete, dergi gibi yazılı evrakların okunması için açılan bu mekanların ismi günümüz Türkçesinde "kahvehane" olarak kullanılmaktadır.

Bu kıraathaneler, Osmanlı döneminde halkın buluştuğu, okuma yeri olarak kullandığı, seslerini duyurabildiği bir nevi dernekleştiği mekanlardı. Toplumun bir cinsiyetine yönelik sosyalleşmeyi sağlayan bu mekanlar, günümüzde sadece çay içilen boş vakit öldürülen yerler haline gelmiş bulunmaktadır.



Gelelim Yazımızın ana sorusuna. Kıraathaneler neden bu kadar dolu? Kabaca ve kısa olarak cevaplamak gerekirse, sebebi tamamen halkımızın çok fazla boş vaktinin olması. İnsanların bir gayesinin, sosyal aktivitesinin, amacının bulunmamasından kaynaklıdır. Erkeklerin çay, kahve içip ciddi manada dedikodu yaptığı, oyun oynadığı, küfürün ve terbiyesizliğin bol olduğu mekan haline gelen kıraathaneler, kuruluş amacından tamamen sapmıştır.

Bugün girişimcilik fikirlerinin yarısı kıraathaneler üzerine kurulu. Nedeni çok basit çünkü bitmeyen meslektir kıraathanecilik. İnsanın hiç eksik olmadığı yerlerdir. İçeride bir de kumar oynatırsan oh değmeyin kıraathane sahibinin keyfine. İçerisi eskiden sigara dumanından bulut olurdu. Dışarı da hava 32 derece günlük güneşlik iken kıraathanelerin içi kapalı ve sisli olurdu. Neyse ki şimdi kapalı alanlarda sigara cezası geldi. Bu mekanlarda geçirilen vakit tamamen boşa geçiyor. İnsanların hiç bir amacına hizmet etmiyor. Orada geçirilen vakit memlekete yada oturan kişiye hatta ailesine hiç bir fayda sağlamıyor.

Peki ne yapmalı? Benim nacizane görüşüm şudur; Bu işler devletin politikaları ile çözülür. İlk olarak insanlara hobi bulunması gerekir.  İş sorununun çözülmesi gerekir, topluma bir amaç verilmesi gerekir.  Erkeklerin akşam işten geldikten sonra ailesiyle ilgilenmesi gerektiğinin Tv organlarında duyurulması, erkeklerin bilinçlendirilmesi gerekir. Kitap yada dergi okumaya teşvik edilmeli insanlar. Yada ailesiyle bir yürüşe çıksınlar. Hiç bir şey yapmıyorlarsa evde oturup televizyon izlesinler. Toplumumuzda ki aile yapısı gittikçe köreliyor. Bu durumun önüne geçilmesi gerekmektedir. Devletin bu sorunu görüp önlem alması aciliyet haline gelmiştir. Diğer yazılarımı da okumayı unutmayın görüşmek üzere :)

Yorumlar