Merhabalar, yazımın başlığını okuduğunuz da biraz garipsemiş olabilirsiniz. Bu yeni açmış olduğun İnternet sitemin ilk yazısı olduğu için içimde bir miktar heyecan var. Sizlere seslenebilmenin heyecanını yaşıyorum. Yıllardır bu tarz bir İnternet sitesi açmak için niyetlenmiştim ama tahmin edersiniz ki hep bir aksilik çıktı ve bu iş yarım kalmıştı. Artık devlet planlama teşkilatı gibi çalışan beynimde ne düşündüğümü, kendi kitlem ile paylaşabileceğim. Bu İnternet sitesinde, yaşanan olaylara kendi penceremden bakarak eleştirilerimi ve çözüm önerilerimi yazacağım. Şunu belirtmek isterim ki ben bu siteyi birilerini yerin dibine sokmak, rencide etmek amacıyla kurmadım. Yani içimde kötü niyet olmadığını belirtmeye çalışıyorum. Yanlış düşündüğüm noktalar olursa yorumlarda bana nazik bir dille belirtebilirsiniz. Düşünen insanların ziyaret ettiği ve yorumlarda benimle etkileşime geçtiği bir site olması dileğiyle ve müsaadenizle konuya giriş yapıyorum.
Bugün eleştireceğim şey aslında gün içerisinde hepimizin, hatta kadınların bile yaptığı benzetmelerdir. Kadınları sürekli bir kalıba sığdırmaya çalışıyoruz. Bir şeylere benzeterek onları kalıplara sokmaya çalışıyoruz. Peki kadınların buna ne kadar ihtiyacı var? Yada şöyle düşünelim ilk olarak. Kadınları neden kalıba sokmaya çalışıyoruz? Cevabı çok basit aslında. Kadınları köle, cariye vb. tabakalara düşürmeye çalışıyoruz. Kendi istediğimiz şekilde yaşamalarını sağlayarak onların üzerinde hakimiyet kurup kendi egolarımızı tatmin etmenin peşindeyiz, bu çok açık ve net! Kadınları köleleştirirsek ne olur? Elimize ne geçer? Baştan söyleyeyim koca bir hiç! Bakın, bir bölgede yada bir ülkede başarı var ise bu her zaman kadınların da dahil olduğu işler olmuştur. Çanakkale savaşında cepheye mermileri kadınlar taşımadı mı? İslamiyet öncesinde Türkler sefere giderken devleti kadınlara bırakıp gitmediler mi? Bir kaç tane örnek verebilirsiniz bak burada kadın yok. Erkek kendi başına yapmış diye. Emin olun onun aklında olan bir kadın vardır 
Kadın kadındır, çiçek çiçek diyorum. Artık kadınları kalıplara sokmayalım. Kadın, çiçek değildir. Çiçek hassastır, kırılgandır. Kadın da kırılgan ve hassastır. Fakat kadın çiçek değildir. Kadınların üzerinde hakimiyet çabası kurmak yerine onlara da eşit fırsatlar sunarak kararlarına saygılı olmayı deneyin. Bakın bazılarınız olayı namus konularına falan getirmeye çalışabilir. Baştan belirtmek istiyorum namus, ahlak gibi konulara yönelik yazmıyorum bu yazıyı. O konular hassas konulardır. İnsanların inançları farklı olabilir. Kimisi Allah’a inanıyor iken kimisi krem peynire tapabilir. İnançlar farklı olunca yaşam biçimi farklı olabilir. O yüzden kimsenin inancıyla ilgili yorum yapamam. Benim bahsetmek istediğim nokta günlük hayatımız da kadını toplumdan dışlamak, ezmek gibi faaliyetlerin yapılmaması gerektiğidir. Bu konuya ilişkin yazılarım sürekli gelecek bloğu takipte kalın…
Yorumlar
Yorum Gönder