Fanatizm Saçmalığı


Merhaba arkadaşlar, bugün ki yazımda sizlere futbol, fanatizm, tribün ve holiganlık ile ilgili düşüncelerimi paylaşacağım. Konuya giriş yapmadan önce her türlü düşünceye saygım olduğunu, bunların sadece kendi düşüncelerim olduğunu ve niyetimin sadece benim gibi düşünen insanlar ile bir araya gelmek yada insanları benim gibi düşünmeye sevk etmektir. Yanlış bir ifade kullanmış isem yada eklemek istediğiniz bir şey var ise yorumlarda kibar ve nazik bir dille belirtirseniz sevinirim.
Spor müsabakaları yüz yıllardır düzenlenen, izlenen etkinliklerdir. Dünyanın her yerinde her türde spor müsabakaları düzenlenir. Lig oluşturulur, takımlar hazırlanır, idman yapar, yarışırlar. Bu oyunlarda çok büyük paralar dönmektedir. Oyuncular neredeyse dünyada ki tüm açlığı bitirmek için gerekli olacak parasal miktarlara transfer olurlar. Bunlar çok güzel etkinliklerdir. İzlemesi aşırı keyifli olan bu müsabakalar boş zamanlarımızı değerlendirmek için idealdir. Şahsen ben de kaliteli oyunları izlemeyi çok severim ve izlerken büyük zevk alırım. Buraya kadar sorun yok. Yazıda bir eleştiri de bulunmuyor ama bu konuda hassas olan arkadaşlarımız varsa okumayı bıraksınlar. Çünkü birazdan yazacaklarım canınızı sıkabilir ama inanın söyleyeceklerim gerçek. Biraz olsun yazıda anlatmak istediğim şeyi anlama gayreti gösterirseniz, fanatizmi bırakacağınızı düşünüyorum.
Konuya devam ederken daha iyi anlaşılması açısından spor kategorileri içerisinden birini seçip onun üzerinden örnekler vererek konuya açıklık getirmek istiyorum. Dünyada en çok izlenen ve sevilen sporun futbol olduğu gerekçesiyle futbolu seçiyorum. Az önce de belirttiğim gibi Futbol organizasyonlar içerisinde çok büyük paralar dönmektedir. Ülkemizin durumunu, insanlarımızın ekonomik ve gelecek kaygılarını göz önünde bulundurursak, insanlarımızın bu kadar dert, sıkıntı, buhran içerisinde bir meşin yuvarlağının peşinden koşan 22 tane insanı ağzı açık bir şekilde izleyip, tuttuğu takımı desteklerken insanlıktan çıkmasına anlam veremiyorum. Ülkemiz üzerinden örnekler veriyorum. Çünkü gelişmiş toplumlarda bu durum gayet düzgün. Tabi ki istisna olanlar vardır. Genele baktığımızda tribünlerde seyirciler oturarak maçı izliyorlar. Gol olursa alkışlıyorlar yada hep bir ağızdan marşlar söylüyorlar. Maç çıkışında ise olaysız bir şekilde stadı terk ederek günlük yaşantılarına devam ediyorlar. Peki bu durum bizim ülkemizde nasıl?
Futbol maçına giderken tribün buluşur. Davullar, zurnalar çalar. Marş söylenerek küfür ederek stadın yolu tutulur. Stada yabancı madde sokmak için ekstra çaba harcanır. Bunlar yetmiyormuş gibi maç esnasında kimse oturmaz. Bizde maçlar ayakta izlenir. Çünkü çok heyecanlanırız. Sanki o takımın kazanmasının bize bir faydası varmış gibi. Maç esnasında küfürler edilir. Hatta bazen tribün kendi içinde bile kavga edebilir. Aynı takımı tutan insanlar birbirine amaçsızca saldırır. İnanılır gibi değil ve çok anlamsız. Bu durumu da geçelim. Maçın bitiminde karşı tribün ile diğer tribün birbirine girer. Daha önce Galatasaray ve Fenerbahçe derbilerinin maç çıkışlarında yaralananlar, öldürülenler bile oldu. Canını kaybeden kişi ne uğruna verdi canını? yada öldüren kişi ne uğruna yaktı hayatını? Buna verecek cevabınız var mı? Efendi gibi stada gidip, oturup maçı izlemek varken bu kadar saçmalık ne için? Hiç mi derdimiz kalmadı da iki tane takımın karşılaşması için can alır can verir olduk? Koskoca kainat insanlık için yaratılmış. Diğer ülkelerde insanlar çalışarak çabalayarak daha iyi şeyler üretmeyi hedefliyor. Bilim insanları evrenin sırrını çözmeye çalışıyor. Biz ne yapıyoruz? Bizim 2 yıl boyunca çalışarak alabileceğimiz parayı tek maç ta alan insanların sporunu icra ederken hayatlarımızı mahvediyoruz. Size de saçma gelmiyor mı bu durum.
Bizim daha önemli amaçlarımız olmalı diye düşünüyorum. Bir insanın kalitesini boş zamanlarda yaptıkları belirler. Kaliteyi yakalamak için boş zamanlarınızı bile değerli şeyler ile geçirmenizi tavsiye ediyorum. Bu tarz yazılarımın devamı her gün bloğuma eklenecek. takip edin 🙂

Yorumlar